genel ekonomi
Genel Ekonomi  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ekonomi Haberleri
  => 06.03.2009 cuma
  => 12.03.2009 perşembe
  => 07.04.2009 salı
  => 08.04.2009 çarşamba
  => 09.04.2009 perşembe
  => 10.04.2009 cuma
  => 11.04.2008 cumartesi
  => 12.04.2009 pazar
  => 13.04.2009 pazartesi
  => 14.04.2009 salı
  => 15.04.2009 çarşamba
  => 16.04.2009 perşembe
  => 17.04.2009 cuma
  => 18.04.2009 cumartesi
  => 19.04.2009 pazar
  => 20.04.2009 pazartesi
  => 21.04.2009 salı
  => 22.04.2009 çarşamba
  => 23.04.2009 perşembe
  => 24.04.2009 cuma
  => 25.04.2009 cumartesi
  => 26.04.2009 pazar
  => 27.04.2009 pazartesi
  => 28.04.2009 salı
  => 29.04.2009 çarşamba
  => 30.04.2009 perşembe
  => 01.05.2009 cuma
  => 02.05.2009 cumartesi
  => 03.05.2009 pazar
  => 04.05.2009 pazartesi
  => 05.05.2009 salı
  => 06.05.2009 çarşamba
  => 07.05.2009 perşembe
  => 08.05.2009 cuma
  => 09.05.2009 cumartesi
  => 10.05.2009 pazar
  => 11.05.2009 pazartesi
  => 12.05.2009 salı
  => 13.05.2009 çarşamba
  => 14.05.2009 perşembe
  => 15.05.2009 cuma
  => 16.05.2009 cumartesi
  => 17.05.2009 pazar
  => 19.05.2009 salı
  => 20.05.2009 çarşamba
  => 21.05.2009 perşembe
  => 22.05.2009 cuma
  => 25.05.2009 pazartesi
  => 26.05.2009 salı
  => 28.05.2009 perşembe
  => 30.05.2009 cumartesi
  => 31.05.2009 pazar
  => 01.06.2009 pazartesi
  => 02.06.2009 salı
  => 03.06.2009 çarşamba
  => 04.06.2009 perşembe
07.04.2009 salı
'Türkiye IMF'den 32 milyar dolar borç alır'
Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Osman Arslan, global krizin halen dibinin görülmediğini belirtertti
07 Nisan 2009 Salı, 12:01
Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Osman Arslan, global krizin halen dibinin görülmediğini belirterek, Türkiye'nin anlaşma yapacağı IMF'den minimum 20, maksimum da 32 milyar dolar borç alabileceğini söyledi.

Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Osman Aslan, Antalya Organize Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (OSİAD) toplantısında ''İhracatın Finansmanı ve Türk Eximbank'' konusunda bilgi verdi.

Dünyada küresel krizin etkilerinin giderek daha da derinleştiğini ifade eden Aslan, krizin 2007 Ağustos ayında başladığını, ancak bunun etkisinin aylar sonra görüldüğünü söyledi. Aslan, ''Krizin içine tamamen girdik. Krizin halen dip noktası görülmedi. Çünkü dünyadaki gelişmeler daha kötü günlerin geleceğini yansıtıyor'' dedi.

DÜNYA EKONOMİSİ

Dünyada ekonomik küçülmenin İkinci Dünya Savaşından sonra ilk kez yaşandığına dikkati çeken Aslan, dünya ticaretinin büyük bölümünün deniz yoluyla yapıldığını belirtti. Dünyada deniz taşımacılığının yüzde 70 daraldığını kaydeden Aslan, 50 bin DWT ve üzerindeki gemilerin 50 bin dolar olan kiralama ücretlerinin 2 bin dolara kadar düştüğünü vurguladı. Aslan, şöyle konuştu:

''Dünya Ticaret Örgütü'nün 2008 yılı verilerine göre ihracatta göz dolduran ülkelerden biriydik. İhracatta lider ülkeler sıralamasında 22, ithalata ise 13'ncü sıradaydık. Küresel krizin yansımaları da Türkiye'de ihracatın daralmasına yol açtı. Türkiye'nin ihracatının büyük bölümü AB ülkelerine yapılıyordu. Bu pazarda daralma var. Bunun yanında Türk ihracatının yüzde 60'ı da ithalata dayalı. Böyle olunca Türkiye'nin ihracatı da düşecek.''

İhracatta komşu ve çevre ülkelerin pay oranının AB'nin payı düştüğü için yükseldiğini dile getiren Aslan, Türk ihracatçısının çok başarılı olduğuna dikkati çekti. Aslan, şöyle konuştu:

''Buna karşılık Türk ihracatçısı çok dinamik. AB ülkelerine yapılan ihracatta daralmaya karşın, Türkiye'nin komşu ve hedef ülkeleri yaptığı ihracat oranını yükseltti. Dış Ticaret Müsteşarlığının 43 ülkeyi kapsayan çevre ve komşu ülkeler diye stratejik olarak tanımladığı ülkelere yapılan ihracatın payı yüzde 25'ten yüzde 40'a çıktı. Demek ki AB'yi ikame edecek bir pazar arayışı ihracatçılarımızda var. Kuzey Afrika, Orta Asya gibi ülkelere bizim ihracatçılarımız ulaşmaya başlamışlar. Bu olumlu bir gelişme.''

DÖVİZ KIT OLACAK

Önümüzdeki sürecin gelecek açısından umut vermediğini, Türkiye'nin döviz kaynaklarının kıt olacağını anımsatan Aslan, şöyle devam etti:

''Bu yıl döviz kaynakları kıt olacağı için alternatif kaynaklara ulaşmak şart oldu. Bu nedenle IMF'den gelecek paraya ihtiyacımız olacak. Türkiye IMF'den 20 ile 32 milyar dolarlık bir borçlanma yapacaktır. Türkiye IMF'den minimum 20, maksimum 32 milyar dolar borç alabilecek. Ayrıca Dünya Bankası'ndan da 500 ile 1 milyar dolar arasında Türk Bankacılık sektörü kısa vadeli ticaret finansmanı sağlayacaktır.''

2001 krizinden sonra alınan tedbirler sayesinde Türkiye'nin mali kurumlarının küresel krizden etkilenmediğini vurgulayan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''2001 krizinden sonra Türk bankacılık sektörünün yüzde 40'ı budandı. Bugün 2001 krizinden sonra bankacılık sektörünün yeniden yapılanmasının rahatlığını yaşıyoruz. Küresel krizin Türkiye'ye etkisi de, Türkiye'yi fonlamakta olan yabancı bankaların kendilerinin sıkıntıya düşmesi ve bu nedenle sendikasyon imkanlarının daralmış olmasıdır. Dolayısıyla bu sene sendikasyonlarını yenileyen bankalar ödediklerinin yüzde 60'ı kadarını borçlanabiliyor. Dolayısıyla Türkiye'nin döviz kaynakları kıt olacak. Bu nedenle alternatif döviz kaynaklarına ulaşmak zorundayız. Alternatif döviz imkanları olarak Türkiye'nin önünde IMF var. Türkiye IMF'den minimum 20, maksimum 32 milyar dolar borç alabilecek. Bu Türkiye'nin döviz ihtiyacını çok büyük ölçüde giderebilecek bir imkandır. Ayrıca Türkiye Dünya Bankasının üçüncü büyük müşterisidir. Dünya Bankası tarihinde ilk defa kısa vadeli ticaret finansmanına giriyor. Dünya Bankası'nın 51 milyar dolarlık bu fonundan bizim bankacılık sektörüne 500 milyon ile 1 milyar dolar arasında bir finansman gelecektir.''

OSİAD BAŞKANI PEKŞEN

Antalya Organize Sanayici ve İş Adamları Derneği (OSİAD) Başkanı Güngör Pekşen de Antalya OSB'de geçen Aralık ayında yüzde 25 azalan elektrik tüketiminin halen bu düzeyde kaldığını söyledi. Pekşen, ''Demek ki, bizim krizin dip noktası da buymuş. Sanayicilerimizi bu nedenle kutluyorum'' dedi.
http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/139143-Turkiye-IMFden-32-milyar-dolar-borc-alir.aspx

3 yıllık plan için kollar sıvandı
Ekonomiyi canlandıracak yeni tedbirler de uygulamaya konulacak. İşte plandan satırbaşları
07 Nisan 2009 Salı, 12:34

Ekonomi yönetimi, 3 yıllık yeni ekonomik program için kolları sıvadı. 2009 yılı hedeflerini de revize edecek programla ekonomiyi canlandıracak yeni tedbirler de uygulamaya konulacak.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Hazine, Maliye ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bürokratlarının teknik çalışmaları sürdürdükleri yeni ekonomik program, AB ile Katılım Öncesi Programın temelini teşkil edecek. Söz konusu program, IMF ile yapılacak olası bir anlaşmanın dayanağı da olacak.

Bu çerçevede 2009 yılının temel büyüklükleri revize edilirken, 2012'ye kadar olan süreçle ilgili makro ekonomik hedefler de tek tek belirlenecek. Böylece söz konusu dönemdeki harcama politikası ve buna dönük tedbirler, gelir öngörüleri ve gelir artırıcı önlemler, bütçe açığındaki gelişme, büyüme hızı, kamu borçlanmasında beklenen seyir, dış ticaret dengesi, KİT'lerin finansman durumu, özelleştirme ve sosyal güvenlikle ilgili beklentiler ortaya konacak.

Yerel seçimlerin ardından hızlandırılan program çalışmaları bu ay içinde tamamlanarak, hükümetin önüne konulacak. Programa son şeklini de Bakanlar Kurulu verecek.

Küresel krizin azalan bir trend izlese de, dünyayı 2011 sonuna kadar etkileyeceği yolunda değerlendirmeler yapıldığına işaret eden bir ekonomi bürokratı, yeni program çalışmaları konusunda şu değerlendirmede bulundu:

''Biz de, dünyadaki beklentiler ve ülkemizin durumuna göre ekonomik göstergelerimizi yeniliyoruz. Küresel krizin Türkiye'ye etkilerinin sonbahardan itibaren yavaş yavaş azalmasını bekliyoruz. Son dönemdeki vergi indirimleriyle bile krizin daha az konuşulmaya başlandığını gördük. Ülkemizde olumlu trend devam edecek. Ancak tabii ki dünyadan kendimizi soyutlayamayız.

Bugün bütün dünyada krize karşı belirli bir dönemle sınırlı da olsa, harcama arttırıcı tedbirler uygulanıyor. Böyle bir ortamda bizim de, belli bir süre için de olsa, benzer politikaları uygulamamız gerekiyor. Son vergi indirimleriyle yapılmaya çalışılan da o. Şu dönemde IMF'le müzakereler çerçevesinde bile olsa harcamaları daha da kısıcı ne gibi tedbirler alınabilir? Zaten mali disiplin çerçevesinde hazırlanan bir bütçemiz var. Burada, ekonomiyi canlandırıcı etkisi olan harcamaları şu aşamada kısamayız. Ekonomiye olumlu ya da olumsuz etkisi olmayan harcama kalemleri varsa, sadece onlar azaltılabilir. Harcama artırıcı bu tür politikalar da, süreli olmak zorunda. Küresel kriz aşıldığında, Türkiye, yine her zaman olduğu gibi mali disipline sıkı sıkıya sarılmalı. Biz de yeni göstergeleri bu anlayış içinde hazırlıyoruz. Kamunun genel dengesi nereye oturtulacak, ekonomiyi canlandırıcı ne tür tedbirler alınacak, bunları belirliyoruz.''

 ''MALİ KURAL'' DEVREYE GİRECEK

 Bu arada ekonomi yönetimi, temel göstergelerin yanı sıra, yeni dönemin öncelikli konularını da belirliyor.

Buna göre, IMF'nin de istediği ''Mali Kural''a ilişkin yasal düzenleme bir an önce gerçekleştirilecek ve yeni sistem kısa süre içinde devreye girecek.

Mali kuralla birlikte hükümetin orta vadeli mali hedefleri ortaya konacak. Bunların uygulanması ve izlenmesi belli kurallara bağlanacak. Mali kuralla ilgili uygulamaları da, bağımsız bir birim takip edecek.

Yine IMF'nin talepleri arasında bulunan Gelir İdaresi Başkanlığı ile vergi denetim birimleri de yeniden yapılandırılacak.

Düşünülen sistemde Gelir İdaresi Başkanlığında halen 5 olan Başkan Yardımcısı sayısı 3'e düşürülecek. İdarede ''Gelir Yönetimi, Mükellef Hizmetleri, Uygulama ve Veri Yönetimi ile Tahsilat ve İhtilaflı işler Genel Müdürlükleri'' kurulacak, müstakil daire başkanlıkları oluşturulacak.

Gelir İdaresinin taşra teşkilatı da değişecek. Halen 29 ilde Vergi Dairesi Başkanlıkları, diğer illerde ise defterdarlıklar eliyle gerçekleştirilen taşra hizmetleri, yeni düzenlemenin hayata geçirilmesinden sonra Bölge Başkanlıkları kanalıyla yürütülecek.

Gelir İdaresi, yeni yapılanmada uygulama açısından daha fonksiyonel bir yapıya kavuşturulacak.

 KREDİ GARANTİ FONU VE TEŞVİK SİSTEMİ

 Kredi Garanti Fonu da, kısa süre içinde uygulamaya konulacak.

Hazinenin 1 milyar lira garanti desteği sağlayacağı Fon ile küçük ve orta boy ölçekli işletmelerin kredileri yeniden yapılandırılacak.

Yeniden yapılandırmada, ''İşletmenin işini sürdürebilir nitelikte olması'' koşulu aranacak. Müşterilerin bu yöndeki taleplerini alacak bankaların, risk analizi ve değerlendirmesi sonrasında, talepler Kredi Garanti Fonuna iletilecek ve sorunlu krediler yeniden yapılandırılacak.

Bir ekonomi bürokratı, Hazinenin 1 milyar liralık garanti desteği ile en az 10 milyar liralık sorunlu kredinin yeniden yapılanmasının sağlanacağını bildirdi. Söz konusu bürokrat, ''Yeniden yapılanmada, işletmelere belli bir süre ödemesiz dönem tanınacak. Örneğin 200-300 bin liralık bir kredi de, işletmeye 1 yılı ödemesiz, 3 yıllık vade tanınacak, bunun için de belli bir faiz uygulanacak'' dedi.

Yeni teşvik sistemi de yürürlüğe konulacak. Bölgesel, sektörel ve proje bazlı teşviki içeren yeni Teşvik Kararnamesinin de, 1 ay içinde açıklanması öngörülüyor.

 ŞİRKET BİRLEŞMELERİNE VERGİ KOLAYLIĞI

 Küresel krizin olumsuz etkilerinin azaltılmasına dönük önlemler çerçevesinde zor durumdaki şirketlerin birleşmelerine dönük teşvik mekanizmaları devreye sokulacak.

Çeşitli Kanunlarda değişiklik yapan Torba Kanun Tasarısında yer verilecek düzenlemeyle küçük ve orta boy şirketlere birleşmeleri için belirli bir süre verilecek. Bu süre içinde birleşen şirketlerin gelirleri, 1 ya da 2 yıl süreyle vergiden muaf olacak.

 HARCAMA ÇEKİ, DÜŞÜNCEDE KALDI

Öte yandan talebi artırarak, ekonomiyi canlandırmak için ücretlilere 1 defaya mahsus getirileceği belirtilen harcama çeki ise düşünce aşamasında kaldı.

Bir Maliye yetkilisi, ücretlilere 1 defalık 200-300 lira harcama çeki verilmesinin, ekonomiye çok kısıtlı bir etkisi olabileceğini belirterek, ''Bu durum sosyal adalet açısından da sorun yaratır. Diğer kesimler de aynı şeyi talep edebilir. Bunun yerine otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve gayrimenkulde olduğu gibi vergi veya harçları belirli bir süre için düşürmek, çok daha büyük bir talep artışı ve ekonomik canlanma yaratıyor. Nitekim son düzenlemelerde bunu gördük. O nedenle, ücretliye harcama çeki gibi bir düzenleme olmayacak' dedi.
http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/139158-3-yillik-plan-icin-kollar-sivandi.aspx


Avrupa Birliği 2020'de dağılacak
Amerikan İstihbarat Servisi CIA nin raporuna göre, AB 2020 yılına kadar üç bölgesel birliğe ayrılacak
06 Nisan 2009 Pazartesi, 12:37

Amerikan İstihbarat Servisi CIA’ye göre Avrupa Birliği gelecek 10 yıl içinde dağılacak. CIA’nin geçtiğimiz aylarda Avrupa Birliği üzerine bir rapor yayınlayarak, AB’nin 2020 yılına kadar üç bölgesel birliğe ayrılacağı öngörüsünde bulunuyor.

Hırvat gazetelerde yer alan haberlere göre, CIA’nin yaptığı projeksiyonda Avrupa üç bölgeye ayrılacak. Birinci blok olan Batı Blok’unu  İngiltere, Almanya, Fransa, İrlanda, Avusturya, İspanya, Benelüks ve İskandinav ülkeleri oluşturacak. “Yeni Avrupa” olarak adlandıran ikinci blokta ise Estonya, Letonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Hırvatistan ve Slovenya yer alıyor. Bu ikinci bölge veya Katolik Doğu Avrupa’nın Hırvatistan ve Slovenya üzerinden Akdeniz’e çıkışı bulunacak.

CIA’nin Ortodoks Birliği olarak adlandırdığı üçüncü bloğun egemen ülkesi Rusya olacak. Rus himayesi altında kurulacak olan Ortodoks Blok’unda ise Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Moldova, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk ve Bosna- Hersek yer alacak. Bosna- Hersek Ortodoks Blokta yer alması ise şu an federasyonun içinde bulunan Sırp Cumhuriyetinin zorlamasıyla olacak.

 

Umutsuzluk protestoları patlatacak

Bu arada dünyada yaşanan olayları yorumlayan uluslararası toplum uzmanları da CIA’nin raporunun gerçekleşmesini olası buluyor. Uzmanlara göre dünyada 40 kadar hükümetin görev süresi dolmadan iktidardan düşebilir. Uzmanlar, ilk düşebilecek hükümetler olarak Estonya, Litvanya, Yunanistan ve Belçika hükümetlerini gösteriyor. Bu hafta Avrupa’nın birçok yerinde başlayan gösteriler uzmanlara göre sıcak bir yazın habercisi olacak. Protestoların muhtemel ana sloganı da “ Finans krizinin çocukları olmak istemiyoruz “ olacağını söylüyor uzmanlar.Protesto patlamalarının altında umutsuzluk olduğunu söyleyen Atina Pandion Üniversitesi öğretim üyesi psikolog Fotini Çalikoğlu, genç nesiller gelecek için umut taşımadığını belirtiyor.

 

Kriz AB mevcudiyetini sorgulayacak

Bazı analistlere göre AB’nin zengin ülkeleri bu krizi Doğu’daki fakir üyelerinden kurtulmak için kullanacak. Krizin uzun sürmesi ülkelerde sorumluluk yüklenme açısından partiler arası kavgaları başlatarak, devletlerin ekonomik, demokratik kurumların kaderinin belirlenmesinde kilit rol oynayacak.  SSCB’nin dağılmasını, 1990 Asya Krizini de öngören ABD’nin tanınmış toplum bilimcilerinden  Gerald Celente kriz AB’nin mevcudiyetini de sorgulayacağını söylüyor.  Celente “ Euro’nın tedavüle girmesinden önce, Avrupa Birliğinin dağılacağını söylemiştim. Avrupa Birliğinin dağılması senaryosu çok basittir.  Üye ülkelerde sadece birinde krizden kurtulma yolunun AB’den ayrılmak olduğunu söylemleriyle bir popülist liderin çıkması yeterlidir “ diyor.
http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/138908-Avrupa-Birligi-2020de-dagilacak.aspx

Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Dünya Bankası'ndan kriz tahminleri
Dünya Bankası'ndan kriz tahminleri
07 Nisan 2009 Salı 13:39
Dünya Bankası, küresel ekonomik krizin yansımalarını değerlendirdi. Doğu Asya için tahminler iç karartıcı. Asya bölgesi ise nisbeten iyi.
Dünya Bankası'na göre, Doğu Asya'nın gelişmekte olan ekonomilerinin büyümesi bu yıl hızla yavaşlayacak.

Ancak banka Çin ekonomisinde bu yıl iyileşme olabileceğini tahmin ediyor.

Dünya Bankası'nca hazırlanan rapora göre, Çin ve Tayland'ın da aralarında bulunduğu Asya ülkeleri bu yıl yüzde 5,3 büyüyecek.

Geçen yıl Asya ülkeleri yüzde 8, 2007 yılında ise yüzde 11,4 büyüme kaydetmişti.

Raporda, Asya bölgesi için hayat kurtarıcı rolü olan ihracatın dibe vurmasıyla, fabrika kapanmalarının yaygınlaştığı, işsizliğin arttığı ve ücretlerde kesintiler yaşandığı bildirildi.

Raporda, ''Sürdürülebilir iyileşme eninde sonunda gelişmiş ekonomilerdeki gelişmelere bağlı olacak'' denildi.

Dünyanın 3. büyük ekonomisi olan Çin'in bu yıl sonunda iyileşmeye başlayacağı ve iyileşmenin gelecek yıl da devam edeceği belirtilen raporda, bunun da tüm bölgenin iyileşmesine yardım edeceği ifade edildi.

Raporda, Çin'in kritik noktayı atlatacağına dair işaretler olduğu belirtilerek, geçen yıl yüzde 9 büyüyen ülkenin bu yıl yüzde 6,5 büyüyeceği tahmin edildi.

Dünya Bankası Asya Bölgesi Başekonomisti Vikram Nehru, Doğu Asya ve Pasifik bölgesinin çok zor dönemlerle karşı karşıya olduğuna şüphe olmadığını söyledi.

Raporda, Kamboçya, Malezya, Tayland ve Doğu Timor'da yoksullukta yükseliş yaşanmasının beklendiğini bildirdi.

Gelişmekte olan Doğu Asya ekonomileri içinde Tayland ekonomisinin bu yıl en büyük daralmayla karşı karşıya kalabileceği ifade edilen raporda, geçen yıl yüzde 2,6 büyüyen Tayland'ın bu yıl yüzde 2,7 küçülmesinin beklendiği belirtildi.

2 yıl önce yüzde 10'dan fazla büyüme kaydeden Kamboçya ekonomisinin ise bu yıl yüzde 1 daralması bekleniyor
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=187001


 
   
Piyasa Haberleri  
   
 
   
Bugün 8 ziyaretçi (42 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol